ADANA ÇİFTÇİLER BİRLİĞİ BAŞKANI YENİDEN MUTLU DOĞRU…
.
Türkiye’nin tarımdaki ilk sivil toplum kuruluşu olarak, 93 yıllık köklü geçmişi ve siyasetten uzak yönetim anlayışıyla çiftçinin gür sesi olan Adana Çiftçiler Birliği’nin 46. Olağan Genel Kurulu’nda, mevcut Başkan Mutlu Doğru, genel kurula katılan üyelerinin tamamının oyunu alarak göreve yeniden seçildi. Başkan Doğru, son iki yılı değerlendirdiği konuşmasında, tarımın geleceğine ilişkin önemli mesajlar paylaştı.
Adana Çiftçiler Birliği İzzettin Özgiray Toplantı Salonu’nda, Eski Güney Yüreğir Sulama Birliği Başkanı İhsan Oğuz Beyarslan’ın divan başkanlığında gerçekleştirilen genel kurula; çiftçilerin yanı sıra Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile konuğu olan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da katıldı.
NEDEN KAPALI SULAMA SİSTEMİ
Başkan Doğru, genel kurulun açılışındaki konuşmasında, Türk tarımının son iki yılını değerlendirirken, önemli mesajlar paylaştı. Öncelikle iklim değişikliği gibi çok büyük bir tehlikenin varlığından söz eden Başkan Doğru, “Biz hep tarım önemlidir, tarım şarttır, tarım hayattır diyoruz. Ama önümüzde çok büyük bir tehlike var, o da iklim değişikliği. Adana’da ovanın içerisinden geçen Seyhan, Ceyhan Nehirlerini, doğumuzdan geçen Asi Nehrini, batımızdaki Berdan Nehrini bu ovadan çıkarın. Barajları kapatın, kurutun, nehirleri, göletleri kurutun Çukurova’nın Niğde’den, Aksaray’dan Konya Ovası’ndan hiçbir farkı kalmaz. Tek farkımız sadece su, iklim ve toprak farkı değil. Su tarım için çok çok önemli. O yüzden bir an önce Kapalı Yeraltı Basınçlı Sulama projesinin Çukurova’da da hayata geçmesi lazım” dedi.
SULAMA SUYUNDA BÜYÜK KAYIP
Doğru, Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici’nin yaptığı bir araştırma sonuçlarına da dikkati çekerek, “Barajdan bırakılan 100 litre suyun 75 litresi tarım topraklarına ulaşıncaya kadar kayboluyor” bilgisini paylaştı.
GIDA ENFLASYONU VE İHRACAT YASAKLARI
Başkan Mutlu Doğru, pandemi sürecinde tarımın öneminin birçok kesim tarafından çok daha iyi anlaşıldığını ancak, tarımın büyük sorunlarla karşılaştığını belirterek, şöyle devam etti:
“Özellikle girdi maliyetlerindeki artış üreticimizi de tüketicimizi de üzdü. Bilhassa ithal edilen ürünlerde girdi maliyetleri çok arttı. Yem, gübre, tohum gibi tarım ürünlerinin maliyetlerinin aşırı artması, piyasalarda sebze-meyvenin, etin, sütün, yumurtanın fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
Bu dönemde tabii gıda enflasyonu çiftçinin üstüne yüklenince bazı yasaklarla da karşılaştık. Döviz ihtiyacı olan ve dış ticaret açığı bulunan ülke iken bazı ürünlerde ihracat kısıtlamaları ile karşılaştık. Narenciyede, süt ve süt ürünlerinde, soğanda patateste, domateste karşılaşmıştık. Türkiye’ye yetmeyen ürünlerde bazı kısıtlamalar olabilir. Mesela yağda, unda, şekerde üretim ülkemizde yeterli değilse ihraç etmeyelim ama Türkiye’ye yeten, hatta fazlası olan, ihracatta da katma değer yaratan ürünlerin ihracatının yasaklanmasını mantığını anlamak mümkün değildir.”
Türkiye’nin seçim sürecine girdiğine vurgu yapan Doğru, “Seçimden sonra iktidara hangi siyasi parti gelirse gelsin tarım sektöründeki yaşanan sıkıntıları revize etmesi ve Tarım Kredi Kooperatiflerini de masaya yatırması şarttır” diyerek, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı:
“Son üç yılda birçok tarım ürününde fiyat dengesizlikleri de yaşadık. Pamukta fiyat dengesizliği yaşadık, 3 sene önce pamuk fiyatları aşırı iyiyken, geçen sene yerlerde süründü. Pamuk üreticisi ektiğine pişman oldu. Ayçiçeğinde de durum aynı. Ülkemiz ayçiçeği üretiminde neredeyse kendi kendine yetecek vaziyete gelecekken, ayçiçeği fiyatı geçen sene o kadar düştü ki, yine çiftçimiz ektiğine pişman oldu. İki sene önce yerfıstığı fiyatları yerlerde süründü, fiyatı maliyetini altındaydı. Çukobirlik’e gittik, 'bir kamyon ürün alın fiyat açıklayın, piyasayı regüle edin' dedik olmadı. Kooperatifler de yanımızda durmadı. Halbuki kooperatifler bizim. Tarım kredi kooperatiflerini de girdi maliyetlerini düşürmek için yaptığı girişimlerde etkisiz kaldığı için eleştiriyoruz. Piyasada 9.5 -10 lira olan üre gübreyi Tarım Kredi Kooperatifi 11.50 - 12 TL’ye satıyorsa bunun adı kooperatifçilik değildir.”
Başkan Doğru, sivil toplum kuruluşları, tarım kuruluşları, yerel yönetimler ve çiftçilerin el ele vermesi gerektiğini belirterek, bu konudaki duyarlılığından dolayı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a da teşekkür etti. Doğru, “Sayın Başkan, Akdeniz meyve sineği var dediğimizde tüm ilaçlama araçları ile çiftçimizin yanında yer aldı. Ayrıca dağ köylerinde güzel bir projesi var. Köylülere fide dağıtarak, gübre ve tohum dağıtarak seracılığın gelişmesine destek veriyor. Bu dayanışmanı devamını temenni ediyoruz” dedi.
BAŞKAN KARALAR’IN SÖZLERİ
Adana Çiftçiler Birliği Olağan Genel Kurulu’na katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanlığından beri 1 metre kare verimli araziyi imara açmadığı ve açmayacağını dile getirerek, “Kendi kendine yeten bir ülkeden saman, pamuk, buğday ithal eden, dış ülkelerin çiftçisini finansa eden bir ülke konumuna gelmek benim de zoruma gidiyor. Önümüzdeki süreçte tarım alanında liyakatli çalışmalar yaparak ülkemizi tekrar kendi kendine yetebilen bir ülke haline getireceğiz. Her zaman çiftçilerimizin yanında olduğumuzu göstermek için buradayım” diye konuştu.
YER BİLİMCİDEN ADANA DEĞERLENDİRMESİ
Genel kurula Başkan Zeydan Karalar'ın konuğu olarak katılan
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru'nun konuşması sırasında, " Bir zamanlar 30 milyon hektar tarım alanı var iken 23.8 milyon hektar alanda tarım yapıyoruz. Bu toprakları birileri çalmadı, imara açtık. Yanlış yerlere yerleşim açtık ve deprem geldiğinde de o depremde de tarımımızı kaybettik, malımızı, canımızı kaybettik" şeklindeki sözlerini anımsatarak, şunları söyledi:
"Tarım alanlarını imara açıp heba ederseniz doğa sizden intikam alır. imar afları ile insanları kandırabilirsiniz ama doğayı kandıramazsınız. Mutlu başkanın dediği gibi 30 milyon hektar alanın 7 milyon hektar alanına inşaat yapmak cinayettir. Bütün Anadolu uygarlıklarında kentler kayalık dağlara doğru yapılmıştır, bugün ise ovalara yapılıyor. Artık her yapı için artık yapı kimlik belgesi çıkarılmalıdır"
Prof. Dr. Ercan, çok büyük bir deprem yaşandığını, bu sırada toprağın dalgalandığını, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bu yıl toprağın verimli olacağını sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından seçimlere geçildi. Divan heyetinin seçimi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Genel Sekreter Sinem Özkan Başlamışlı, faaliyet raporunu okudu. Daha sonra, kesinleşen bütçe ile Denetleme Kurulu’nun raporları onaylandı.
Yönetim ve denetleme kurullarının ibrasının ardından, tek listeyle gidilen seçimde; Mutlu Doğru ve yönetimi genel kurula katılan üyelerin tamamının oyunu alarak yeniden başkan seçildi. Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Bülent Özekici, Sinem Özkan Başlamışlı, Mehmet Yücel Ener, Mehmet Özler, Cabbar Sekman, Ahmet Yasin Milli, Hasan Kodal, Harun Özkan, Berna Tekinalp ve Yiğit Özşahin’den oluştu.
Denetleme Kuruluna ise; Fırat Özkan, Turgut Taşa ve Murat Töle seçildi.