BAKAN YUMAKLI: TMO, 13.1 MİLYON TON ALIM İLE TARİHİ MİKTARA ULAŞTI

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 13.1 milyon ton alım ile tarihinin en büyük alım miktarına ulaştığını söyledi.

Gündem Yayın: 25 Mayıs 2024 - Cumartesi - Güncelleme: 25.05.2024 14:00:00
Editör - Hüseyin Azar
Okuma Süresi: 13 dk.
Google News

HABER VE FOTOĞRAFLAR: HÜSEYİN AZAR

Çalışmalarını çiftçinin emeğinin karşılığını almasının yanında tüketicilerin de kaliteli ürüne uygun şartlarda kavuşması yönünde olduğunu ifade eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 13.1 milyon ton alım ile tarihinin en büyük alım miktarına ulaştığını söyledi.

Adana Ticaret Borsası ev sahipliğinde ‘Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi”nde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Elbette ilk başlarda bu kadar yoğun bir alımın getirdiği bazı zorluklar oldu. Ancak teşkilatımız hakikaten büyük bir özveriyle bunları kısa sürede halletmeyi bildi. Bu yıl içinde bu yönde herhangi bir problem yaşanmayacağını söylemek istiyorum. Bu yıl erken başlayan hasat döneminde üreticilerimizin fiyat açıklanması talebini biliyorum. Bunu gittiğimiz her yerde duyuyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde bunu netleştirip açıklayacağız” diye konuştu.

“DEVLET, DÜZENLEYİCİ KİMLİĞİYLE VAR OLMALI”

Beklentileri bildiğinin altını çizen Bakan Yumaklı, çiftçinin emek ve alın terinin her zaman korunacağını söyledi. Sürdürülebilir tarımsal üretimin yapılabilmesi için çiftçinin emeğinin ve alın terinin kaybolmamasının birinci öncelikleri olduğunun altını çizen Bakan Yumaklı, “Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bir regülasyon kurumudur. Piyasada ürün fiyatları düşer, görev alanındaki ürünlerle ilgili alımlar yaparak ürün fiyatlarını belli bir dengede tutar. Ya da çok yükselir. Tüketici tarafından çok ciddi bir şekilde negatif etkileneceği bir husus görür. O zaman da elindeki stoğunu satarak fiyatları dengeler. Ancak son birkaç yıldır Toprak Mahsulleri Ofisi regülasyon kurumu olmaktan çıktı. Bir tüccar oldu. İsteyerek mi yaptı? Hayır!. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu sürdürülebilir bir şey değil. Yani sadece ortada üreticinin, çiftçinin ürettiği Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de alım yaptığı bir tüccar gibi hareket ettiği bir ortam, sürdürülebilir değil, doğru da değil. Bunu burada zaten her halde salonun büyük bir çoğunluğu gözlerden anlıyorum ki bana katılıyor. TMO’nun açıklamış olduğu fiyatların da tavan değil, bir referans fiyat olduğunun tekrar hatırlatılması gerekiyor. O biraz önce söylediğim Toprak Mahsulleri Ofisi’ni bir tüccar olarak görme alışkanlığı açıklanmış olan fiyatın da adeta aşılmaması gereken bir tavan olarak algılandığı bir dönem yaşadık. Bunun artık normale dönmesi gerekiyor. Yani devletin tüccar kimliğiyle değil, düzenleyici kimliğiyle var olması gerekiyor” şeklinde konuşarak, fiyat politikalarında bunun gözetileceğinin altını çizdi.

“SON 53 YILIN EN SICAK ARALIK, OCAK VE NİSAN AYINI YAŞADIK”

Verilere dayanarak konuşmasını sürdüren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, son 53 yılın en sıcak aralık, ocak ve nisan aylarının yaşandığına dikkat çekti. “Yani bunlar artık bizim normallerimiz” diyerek konuşmasını sürdüren Bakan Yumaklı, “Olağanüstü işler değil. Belki de önümüzdeki yıllarda da bu şekilde yaşadığımız ay sıyışı daha fazla olacak. İç Anadolu Bölgesi’ndeki hububat alanlarında mayıs ayında yeterli yağışı alamadık. Nisan ayında ise sadece son günlerde yeterli yağış oldu. İç Anadolu’daki verimi etkilediğini biliyoruz. Takip ediyoruz. İnşallah çok büyük oranda sorun olmayacak. Şu anda Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege’de hasat devam ediyor. İnşallah iç bölgelerde hasadın başlamasıyla beraber biz de geçen yılın rakamlarını yakalayacağımızı düşünüyoruz. Kalite açısından çok büyük bir problem raporlanmadı. Bu da ülkemiz adına sevindirici. Yaklaşım söylüyorum, buğdayda 21 milyon tonluk bir rekolte bekliyorum. Mısırda da 8,5 milyon tonluk bir rekolte beklentimiz var” diye konuşarak, TMO’nun alımla alakalı bütün hazırlıklarını tamamladığını vurguladı.

“EN DOĞRU AÇIKLAMA BİZDEN GELECEK”

Taahhütname karşılığında 14 Mayıs’tan itibaren alımlara başlandığını hatırlatan Bakan Yumaklı, geçen yılın en büyük problemlerinden birinin randevu olduğunu ifade etti. Burada en önemli hususun özellikle depolama alanının tespit edilip o depolama alanına göre randevuların verilmesi gerektiğini belirten Bakan Yumaklı, “Bu depolamayla ilgili birçok yerde konuyla ilgisi olan, olmayan ama bilgisi hiç olmayanın konuştuğu şeyler oluyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları hınca hınç dolu. Bir kilo bile mal alamaz. Arkadaşlar en yetkili ağız olarak söylüyorum. Hiçbir problem olmayacak. Çünkü hazırlığımız tam. Dolayısıyla bunlara itibar etmeyin. En doğru açıklama bizden gelecek olan açıklamadır” diyerek, Türkiye’nin buğday üretiminde olduğu gibi buğday mamülleri ticaretinde de önemli bir konuma sahip olduğunu hatırlattı.

“CESUR YÜREKLERE İHTİYACIMIZ VAR”

Türkiye’nin 20 milyon tonluk buğday ihtiyacının olduğuna vurgu yapan Bakan Yumaklı, bunun karşılanmasıyla ilgili bir sıkıntının olmadığına dikkat çekti. Ham madde olarak ihraç etmek yerine katma değerli olarak ihraç etmenin önemine de değinen Bakan Yumaklı, “Ürüne çevirerek ihraç etmek her halükarda karlı bir iş. Ancak bazen kolayına kaçabiliyoruz. Ben şimdi size rakamlar söyleyeceğim. Çok güçlü bir ekosistemimiz var. Burada cesur yüreklere ihtiyaç var. Sanayicilerimizin bu konuda elini taşın altına koyup günün sonunda da kazanacakları bir ortam olduğunu ifade etmek istiyorum. Değirmencilik sanayisinde dünyanın önde gelen ülkelerindeyiz. Hem kendimiz işliyoruz hem de ürünlerimizi işleyip yakın coğrafyamıza gönderiyoruz. Bu kapsamda un, bulgur, makarna, irmik üretip ihraç ediyoruz. 2005 yılından bu yana, birinci sıradayız. 2023 yılı itibariyle 3,7 milyon tonluk ihracat ile rekor seviyeye ulaşmışız. Makarna ihracatında ise İtalya’dan sonra ikinci sıradayız. Geçtiğimiz haftalarda, Ankara’da bütün sektörlerle toplantı yaptık. 2023 yılı mahsulünden az fazlası olan 1,7 milyon ton makarnalık buğday ve 2,4 milyon ton mısır ihracatı gerçekleşti, bu ülkede. Bunun döviz olarak karşılığı 1,4 milyar dolar” şeklinde konuşarak, katma değerli ürün haline çevrildiğinde bunun katbekat daha fazlasına ulaşılacağını kaydetti.

“DÜNYADA ÇOK ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER YAŞANIYOR”

‘Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi”nin önemine de vurgu yapan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülkelerin gıda arz güvenliği konusunu artık kendilerini milli güvenlik meselesi olarak affettiği bir dönemde buğday gibi, mısır gibi hububatın temel iki unsurunun burada konuşulacağını söyledi. Dünyada çok önemli değişikliklerin yaşandığına vurgu yapan Bakan Yumaklı, “Bunlar hem jeopolitik değişiklikler hem de iklim değişikliği başta olmak üzere bunların getirdiği ve her ülkenin kendini buna göre pozisyonladığı farklı gelişmeler. Biz bunların hepsine yeni normal dedik ve bütün geleceğe dönük planımızı, programımızı ve politikalarımızı buna göre belirlemek üzere yola çıktık. Küresel tedarik zincirinde kesintiler, gıda fiyatlarındaki çok ciddi zikzaklar. Bu konuya hazır olmayan ülkelerin çok ciddi sorunlar yaşamasına sebep oldu. Ülkelerin gıda ilgili konularda ‘acaba ben üretemediğim herhangi bir gıda ürününü nasıl temin ederim’ diye kara kara düşündüğü bir dönemde bizler o dönemi çok nispeten rahat rahat geçiren bir ülke olarak belki de bunun önemini ya da etkisini çok iyi hissedememiş olabiliriz. Ancak hakikaten şunu kabul etmek gerekir. Türkiye’nin son 21 yılda oluşturmuş olduğu çok ciddi altyapı bu sorunların bizim herhangi bir şekilde hasar almadan atlatmamıza sebep oldu. Ben şimdiden bu ülkenin Tarım ve Orman Bakanı olarak hem de ülkenin bir evladı olarak bütün bu hazırlığı, bu güçlü yapıyı sağlayan kimler varsa canı gönülden kendilerine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“21 YILDA 1 TRİLYON, 625 MİLYAR LİRA TARIMSAL DESTEK VERDİK”

Çiftçileri üretime teşvik adına 21 yılda verilen tarımsal desteği de açıklayan Bakan Yumaklı, “Verilen tarımsal destek tutarı 1 trilyon, 625 milyar lira. Yine su ve sulama yatırımlarıyla alakalı 71 milyon dekarlık sulanan arazi miktarı ya da toplulaşan arazi miktarı 73 milyon dekara çıkarılması da buna çok çok önemli altyapı teşkil etmiş durumda. TARSİM’den de bahsetmek istiyorum. Hakikaten neden olduğunu bilemediğim ve neden ilgi gösterilmediğini çok anlamadığım ancak eğer bazı politikaları uygulamanız gerekiyorsa bunun mutlaka sigorta yönünün olması gerektiğini düşündüğüm bir husus. Üreticilerimizin alın terini, emeğini biraz önce söylediğim yeni normallerin içerisinde etki edemeyeceğiniz bazı hususlara karşı koruyan, hatta geçtiğimiz yıl sadece Konya’da bir pilot proje olarak uygulanan gelir kaybı sigortası 2024 yılından itibaren bütün Türkiye’ye örnek oldu. Bu konuya ilgi gösterelim. Ürününü ektikten sonra neredeyse bir yıl bekleyip tam onu hasat edecekken ya da dönemin ortasında emeği zayi olan birisinin her seferinde devlete dönüp bunun tazminini istemesi sürdürülebilir bir şey değildir. Dolayısıyla sigorta konusu son derece önemlidir. Bu konuda altyapı vardır. Bilgi isteyen, bununla ilgili detaylarda kafasında soru işareti olan kimler varsa lütfen bizlerle iletişime geçsin” dedi.

“2023’TE BİTKİSEL ÜRETİMDE 137 MİLYON TONLUK REKOR KIRILDI”

Regülasyon faaliyetlerinden de bahseden Bakan Yumaklı, özellikle ürün alım politikalarının üreticinin her zaman için devleti yanında görmesine sebep en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çekti. Ar-Ge çalışmaları, inovasyonun bu altyapının hazırlanmasında önemli başlıklar olduğuna vurgu yapan Bakan İbrahim Yumaklı, “Geçen yıl bitkisel üretimde 137 milyon tonluk bir rekor kırıldı. Biliyorum yani kıyaslamalar elma, armut… Hepsini toplayıp söylemek gibi algılanabiliyor ama bir kıyas olması gerekir. Yani 2022’de 129 milyon tondu. 2023’te 137 milyon tona çıktı. Demek ki çok ciddi bir potansiyel var ve harekete geçildiğinde hakikaten önemli bir sonuç elde etmiş oluyoruz. Bu başarılı makro göstergeler de teyit etmiş oluyor. Son 21 yılın 16’sında tarım sektörü büyüme gösterdi. Yıllık 69,2 milyar dolarlık hasılatla da Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Ben her zaman için hissettiğimi söylemenin doğru olduğuna inanan birisiyim. Türkiye’de tarım bitti, öldü, mahvolduk. İşte artık şuraya muhtacız, bun artık bitti, bir daha geri dönüşü yok. Yani hiçbir temeli olmayan tamamen kişisel kanaatler ya da ne amaçlanıyorsa ona makul. Hezeyanların Türkiye’nin üreticisi olan, alın teri emeğini ortaya koyan, üreticisine hakarettir. Bunu da buradan tekraren ifade etmek istiyorum. Yani biz ülke olarak niye hala kendimizi olması gerektiği yerde ya da olduğu yerde görmemekte ısrar ediyoruz. Bu da hakikaten sorulması gereken bir soru. Geçen yıl 2 bin 200 çeşit ürünümüzü 219 ülkeye ve bölgeye ihraç etmişiz. 31 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatına sahip olmuşuz. Elbette öncelik bizim ülkemizin ihtiyaçları. 2050 yılında 105 milyon nüfusa ulaşacağız. Turist sayımız işte 60 milyon civarında. Onların da yine 100 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla bizler şu anda sahip olmuş olduğumuz avantajlarımızı elimizde olan güçlü yapımızı daha da ileriye götürebilmek için acaba hangi politikayı takip etmemiz gerekiyor?” şeklinde konuşarak, tarım sektörünün bundan sonraki dönemde beş ana kaide üzerinde hareket edeceğini söyledi.

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.