Özdağ: Medya kuşatması altındayız
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, ÇGC Kültür ve Sosyal Tesisleri’nde basının sorularını yanıtladı.
Partisinin seçim çalışmaları için geldiği Adana’da, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Medya kuşatması ve ambargosu altındayız” dedi.
“BİZİM TEMPOMUZ DAHA YÜKSEK”
Genel Başkan Özdağ; özellikle ana akım medyanın kendilerine karşı görmezden gelme ve ambargo uyguladığını, kendilerinin de bütün kadrolarıyla saha çalışması yaparak bu kuşatmayı aşmaya çalıştıklarını ifade etti. Başkan Özdağ; “Zafer Partisi olarak, bütün kadrolarımızla yurt sathında çalışmalarımızı yüksek tempoyla sürdürüyoruz. Diğer siyasi partilerin tempolarından sanıyorum bizim tempomuz daha yüksek. Henüz Türkiye seçim heyecanına tam anlamıyla girmemiş olmasına rağmen, biraz da Ramazan’dan dolayı diğer siyasi partilerin çalışma tempolarının düşük olduğu bu ortamda biz bütün kadrolarımızla yoğun bir şekilde sahada çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü diğer siyasi partilerden farklı olarak biz ağır bir medya kuşatması ve ambargosuyla gerçekleştiriyoruz bu seçim kampanyasını. Şu ana kadar ana akım medyadan partimize yönelik genel başkan seviyesi dahil hiçbir davet almadık ve aldığımız iki davet de daha sonra iptal edildi. Biz bunun neden olduğunu da gayet iyi biliyoruz” diye konuştu.
“NE MUTLU TÜRKÜM” DİYEMEZLER!
Kendileri dışında kalan ve seçime giren ittifak partilerinden farklı olduklarını, diğer ittifak partilerinin, “Ne mutlu Türk’üm” diyemeyeceğini savunan Başkan Özdağ; “Zafer Partisi ve Ata İttifakı, “Ne mutlu Türk’üm diyene” demekten vazgeçmeyen tek ittifak. Ne Millet İttifakı ne Emek ittifakı, ne de Cumhur ittifakı, “Ne Mutlu Türküm” diyemez. Diyemiyorlar da zaten. Oysa “Ne mutlu Türküm diyene” demek sadece bir cümle değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin millet tanımıdır. Bu millet tanımını ifade edemeyen siyasi ittifakların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin birliğini ve beraberliğini devam ettirmeleri de mümkün değildir. İşte biz bu noktada birbirlerinden ancak cocacola ve pepsi kola kadar farkı olan ittifaklar karşısında; 1921 Anayasasını savunmayan aksine 1924 Anayasasını ; milli üniter ve laik devleti kararlılıkla savunan, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden vazgeçmeyen ve Atatürk’ten taviz vermeyen tek ittifakız” dedi.
“TÜRKİYE GÖÇMENİSTAN MI OLSUN?”
Özdağ ırkçılık ve aşırılıkla suçlandıklarını belirterek, “HDP ve Hüdapar’ı normalleştiren sistem Zafer Partisi’ni ırkçı ve aşırı şekilde damgalamaya çalışmaktadır. Biz büyük bir açıklıkla ve netlikle düşüncelerimizi; partimiz kurulduğu günden itibaren Türk halkıyla paylaştık ve paylaşmaya da devam edeceğiz. Irkçı olsaydık bunu söylemekten çekinmezdik. Bize ırkçı diyenler ya stratejik salaklardır ya da hainlerdir. Bir ülkeye 13 Milyon sığınmacı ve kaçağın gelmesi, bu ülkenin 151 milyar dolardan fazla parasını bu sığınmacılar için harcaması karşısında susanlar, konuşmayan siyasiler, Türk milletine ve Türk devletine açık ihanet içerisindedir. Çünkü böyle bir göçün ekonomik ve politik sonuçlarını dünyada kazasız belasız atlatacak tek bir ülke yoktur.
Her şeyin iyi gitmesi, yolunda ve mükemmel gitmesi halinde; 2040 yılında Türkiye’de Afganları ve Afrikalıları saymıyorum sadece Suriyeli sayısı 19,5 milyon olacaktır. Adana’da sayıları 450 bin olan Suriyelilerin, bu nüfus artış hızıyla 2040 yılında 17 sene sonra bu şehirdeki nüfusları 1,300 milyonu geçecektir. Kendi ülkenizde ve kendi şehrinizde mülteci durumuna düşeceksiniz.
2023 seçimleri Recep Tayyip gitsin mi kalsın mı seçimleri değildir. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye için milli güvenlik tehdididir ve gitmelidir. Mesele onun ötesinde 2023 seçimleri Türkiye Türkiye olarak kalsın mı yoksa göçmenistan olsun mu seçimidir. Suriyelerin nüfusunun nasıl artacağını düşünün.
Babalarınızdan böyle bir Türkiye mi devraldınız ki çocuklarınıza böyle bir Türkiye devretmek istiyorsunuz? Sokaklarında rahat yürüyebildiğiniz, sizin kentiniz olan Adana’da şimdi çocuklarınız eğer bu kentin sokaklarında garip kalıyorlarsa, doğru dürüst yürüyemiyorlarsa, endişe duyuyorlarsa, uyuşturucu her geçen gün daha fazla yayılıyorsa, çocuğunuzu “oğlum oraya gitme” diye uyarıyorsanız, kızınız geç saatte tek başına gece sokağa çıktığı takdirde başına bir şey geleceğini düşünüyorsanız, bunun için bir şey yapmayacak mısınız?
Evet sevgili Adanalılar. Kentinizden ve Ülkenizden vaz mı geçtiniz? Kentinizden ve ülkenizden vazgeçmediyseniz, Adana’da siz mülteci durumuna düşmek istemiyorsanız bu seçimde Zafer Partisi’ne ve Ata İttifakına ve Sinan Oğan’a oy vermek, hem sığınmacıları hem de Erdoğan’ı vatanlarına yollamaktır.”
“NEDEN MUHALEFETİ ELEŞTİRİYORUZ?
Seçim çalışmaları sırasında bazı vatandaşların, “Neden muhalefeti de eleştiriyorsunuz?” şeklindeki sorularına muhatap olduklarını söyleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “ Hüdapar ve HDP arasına sıkışmamış, onların şantaj, tehdit ve talepleriyle karşılaşmamış tek ittifakız. Cumhur ittifakı; Hüdapar, Millet ittifakı da HDP taleplerinin kontrolü altına girmiş ittifaklardır. Meral Akşener açıkça Aralık 2022’de Medyaskop’ta Ruşen Çakır ile yapmış olduğu konuşmada, PKK ve HDP ile müzakereler yapacağını söylemiştir. Buradan sayın Akşener’e sesleniyorum. Meral Akşener çıkın Türk kamuoyuna, “Böyle bir açıklama yapmadım” diye açıklama yapın ve Ümit Özdağ’ı suçlayın, “Özdağ yalan söylüyor” deyin. Bunu yapamazsınız. Neden yapamazsınız? Çünkü müzakereler yapacağınızı ve devleti yeniden kuracağını orada açık seçik söylediniz.
Öte yandan şu soruları Türk halkı ve Adanalılar kendi kendilerine sormalılar.
Kemal Kılıçdaroğlu; Avrupa özerklik şartını kabul edeceğini söyledi mi? Söyledi yani yerel yönetimlere finansal özerklik vereceğini söyledi.
Bir daha kendisi iktidara gelirse PKK destekli ve kontrolü altındaki belediyelere kayyum atanmayacağını söyledi mi? Söyledi. Üstelik HDP’nin desteğiyle seçilmiş bir Kılıçdaroğlu 2024 yerel seçimlerinde bütün radikal, PKK -HDP elemanları belediyelerde, belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri oldukları zaman onlara kayyum atamayacağı gibi finansal özerlik vereceğini söylemiş oluyor mu? Evet.
Peki; aynı Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk tarafından Tunceli adı verilmiş Tunceli’ye tekrar Dersim adını vereceğini söyledi mi? Evet söyledi. Hatırlatayım size. 2014’de Tunceli’nin adınınm Dersim olması için yasa tasarısı verdi CHP ve Kılıçdaroğlu bunu savundu.
Özetle; bana neden muhalefeti eleştiriyorsunuz diye soran değerli vatansever seçmenlere seslenmek istiyorum. Türkiye’yi yıkıma götüren 20 yıllık AKP Saray rejiminin geride bıraktığı enkaz değil molozu 6 + HDP’nin oluşturduğu bir yönetiminin kaldıramayacağını aksine alacağı tedbirlerle ve uygulayacağı politikalarla Türkiye’yi daha ağır bir yıkıma götüreceği için eleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
“MECLİSTE FETÖCÜ GRUP OLMASINI İSTEMİYORUZ”
Türkiye’nin artık Erdoğan’ı aşması gerektiğine inandıklarını ve bunun için mücadele verdiklerinin altını çizen Başkan Özdağ; “Bunun için mücadele veriyoruz ama mecliste FETÖ’cü bir meclis grubunun olmasını da istemiyoruz.
İzmir’de Taraf Gazetesi’nin yıllarca yazarlığını yaparak, “Kemalizm ırkçılıktır” diyerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldıran kişinin, bugün FETÖ’nün psikolojik harp elemanı olan bir kişinin CHP listelerinden 1.sıra adayı olduğu durumda CHP’li vatanseverlerin ona oy vermemesi gerektiğini düşünüyoruz
Ankara’da Çankaya’da 1.Bölgede; Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Türk Devletine Fetö kumpasları döneminin Adalet Bakanı’nın, Sadullah Ergin’in CHP listelerinden meclise girmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Vatansever CHP seçmenine sesleniyoruz.
Ankara’da Çankaya’da Zafer Partisi’nin 1.sıra adayı Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu. Şehirlioğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en kıdemli harp cerrahlarından birisidir. Yüzlerce Türk askerinin, subayının, astsubayının, uzmanının canını kurtarmıştır. Bir ameliyatta bomba imha ekibiyle birlikte ameliyata girmiş, Diyarbakır Askeri Hastanesi’nde ve patlamamış fünyeyi askerin vücudundan bomba imha ekibiyle birlikte ölümü göze alarak çıkarmış bir doktordur. Bizim 1.sıra adayımızdır. Sevgili vatansever CHP’liler, İYİ Partililer, bütün partililer Ankara Çankaya’da 1.sırada adayı olan Ali Şehirlioğlu’na mı oy vereceksiniz yoksa Ali Tatar dahil bir çok Türk Subayı’nı hapishaneye ve ölüme yollayan Sadullah Ergin’e mi vereceksiniz oyunuzu?
Ordu’da bütün bu kumpasları gerçekleştiren Fetöcü emniyet mensuplarını, il emniyet müdürü, ilçe emniyet müdürü, kaymakam ve vali olarak atayan İdris Naim Çetin’i mi seçeceksiniz yoksa Ordu’nun en başarılı gazetecisini, Zafer Partisi’nin 1.sıra adayı olan arkadaşımızı mı seçeceksiniz? Buna bir karar verin.
Mecliste bir Fetö grubu mu istiyorsunuz yoksa Mecliste Atatürk çizgisinde olan Türk Milliyetçilerini mi istiyorsunuz?
Biz bu çerçevede Türkiye’yi sokak sokak, meydan meydan, ilçe ilçe, şehir şehir bütün kadrolarımızla gezerek, bu ambargoyu, sosyal medya üzerinden kırarak mücadelemize devam edeceğiz arkadaşlar…” dedi.